Ülkemizin farklı il ve ilçelerinde hizmet veren meslektaşlarımızı tanımak düşüncelerini sıkıntılarını ve görüşlerini sizlerle paylaşmak adına yaptığımız haber dizisine devam ediyoruz. Bu gün Uşak ilinin sevilen ve saygın esnaflarından olan aynı zamanda bir çok optisyen tarafından da takdir edilen Kaşif Kürşat KÖKSAL Beyefendiye sorularımızı cevaplandırmasını istedik.
Merhabalar. Öncelikle biraz kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız?
Adım Kaşif Kürşat Köksal. Uşak İlinde VATAN OPTİK adlı müessesenin sahibiyim. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Optisyenlik Bölümü mezunuyum. Ruhsat sahibi olduğum yıl 2006 İzmir Tire’de başladı ve memleketimizin değişik illerinde mesul müdür olarak görev yaptım.
Şu an sizce gözlükçünün en büyük sorunu ya da sorunları nedir?
Gözlükçü ve biz optisyenlerin en büyük sorunu mesul müdürlük kavramının içeriğidir. Eczacılar gibi kısıtlı olması gerektiğine inanıyorum. Diğer ikinci husus ise eğitim sistemimizdir. Şahsi görüşüm Optisyenlik bölümü asgari 4 yıla çıkartılmalı ve 1 yıl staj zorunluluğu getirilmeli böylelikle meslekte kalifiye yeterlilik gibi sorunların ortadan kalkacağına inanıyorum.
Üniversitelerde bölümlerin amaçsız ve arz talep dengesini gözetmeden bölümlerin çoğaltılmasıdır ki bu ülkemiz de tüm iş kesiminin mustarip olduğu bir sorun olarak görüyorum.
Bir diğer hususta Optisyenlerin kamuda olan istihdamı sorunudur. Maalesef ki sağlık müdürlüklerinde ve Sgk’da müesseselerimizi denetleyen evraklarımızı kontrol edenlerin optisyen olmayışıdır. Buda devletin kanun uygulama esaslarını uygulamada zorlukların ortaya çıkmasına ve biz optisyen ve gözlükçülerin mağdur olmasına sebep olmaktadır.
Nüfusa dayalı sistemin biz optisyenler içinde olması böylelikle arz talep dengesi korunmuş olmakla beraber ülkemize ekonomi açısından da istikrar ortaya koyacağına inanmaktayım.
Devletin SGK aracılığı ile vatandaşı 3 yılda vermiş olduğu bedellerin günümüz şartlarının altında kalması ve vatandaşın mağdur edilmesidir.
Dolar ve Euro kurunun artmasıyla dükkan ve ürün maliyetleriniz ne kadar arttı?
Güzel bir soru. Dolar ve Euro kurunun artması maalesef bizim sektörümüzde firmalar tarafından suiistimale uğratıldığını düşünüyorum. Kriz anında elinde ürünü olan firmaların nasıl hareket ettiğini hep birlikte görmüş olduk. Gerçek şu ki dolar euro artması ile maliyetlerimiz her kalemde en az yüzde yetmiş arttı ve bu fiyat artışı her kesim tarafından hissedilmiştir. Ürünün ithal veya yerli üretim olmasından ziyade ham madde tedarikinde yaşanan sorunlar olduğunu düşünüyorum.İthal ürünlerde ise dışardan mal alırken zor olmadığını ürünü aynı fiyattan alındığını lakin bizde yani ülkemizde paramızın değer kaybı yaşaması ve bunun her kesiminde yansıması sorunsalı olmuştur.
Gözlükçülüğe başladığınız ilk yıllar ile şimdiyi kıyaslarsanız ne gibi değişiklikler var. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
İlk başladığım yıllar 5193 sayılı kanunun yeni yürürlüğe girmesi ile yaşanan çoğalmalar ve bunun yanında maalesef birbirimize dost değil düşmanca tavır takındığımız yılların başlaması olmuştur. O zaman şartlarında kurum ödemesi yetersiz bulunduğu halde çarkları döndürme imkanı vardı maalesef artık kurumun ödediği rakam sembolik olmuştur. Hastaların ürün seçimi marka ürün gamı bazında 3 veya 4 toptancı firma tekelinde idi ama gözlükçü dükkan sayısı çoğalmasıyla toptan firma sayısında artma yaşanmıştır. Genelde hastalar metal çerçeve ağırlıklı seçim yaparlardı. Lakin ultem maddesinin gözlük sektörüne katılmasıyla tercihlerde değişim oldu bunun en büyük sebebi ise hafif kullanışlı olmasıdır diye düşünüyorum. Vatandaşı alım gücü bugüne nazaran daha iyiydi ya da ben öyle yorumluyorum çünkü devlet katkısı destek alaraktan yüzde otuz veya kırklarda idi şimdiki gibi sembolik bir rakam değildi.
Ülkemizde üretilen yerli üretim çerçeve ve camlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Yerli üretim ürünleri destekliyor musunuz?
İlk önce Türk milliyetçisi olarak yerli üretimi her alanda destekliyorum lakin elma sepetinde çürük elmalarda olacaktır. Hızlı bir şekilde çürük elmaları sepetten ayırmak gerekli yoksa en temiz duygularımızın kirlenmesi milletçe bizi uçuruma sürükleyeceğini düşünüyorum. Kutsal değerler olarak nitelendirdiğimiz ahlaki tutum ve davranışlardan vazgeçilmemeli iş ahlakına da yansımasını sağlamalıyız
Ülkemizde her yıl yaklaşık 3000 optisyen mezun olmakta ve her yıl yeni üniversitelere optisyenlik bölümleri açılmakta. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Yanlış eğitim hususunda eklemeden geçmeyeyim. Ülkenin milli gelirinin gerilemesine geçerli mesleklerin yozlaşmasına ve vatandaşların mağduriyetiyle sonuçlanacağını düşünüyorum.
Sorularınız ve benimle yapmış olduğunuz röportajınız için Optisyen.COM Ekibine teşekkür ederim.
Bizler de Optisyen.COM Ekibi olarak Kaşif Kürşat KÖKSAL Beyefendiye teşekkür eder, Vatan Optik Ailesine Hayırlı İşler Dileriz.
