2018 Silmo Optik Fuarında ”GELECEĞE YÖN VERECEK OPTİSYENLER ” isimli Paneli Düzenleyen Sayın Optisyen İsmail UYAR’ın Konuşma Metni.
” Değerli Arkadaşlar. Bildiğiniz gibi optik sektörü mensubu olarak hepimiz günlük hayatımızda farklı sorunlarla karşılaşıyor zaman zaman kendimizce çözüm ve fikirler üretiyoruz.
Ben de sizlere kendimce ‘’OPTİK SEKTÖRÜNÜN GELECEKTEKİ MESLEK TEMSİLCİLERİNİ YETİŞTİRMEK ‘’ konulu fikrimi paylaşmak istiyorum.
Bizler toplam da yaklaşık 6500 müesseseli bir aileyiz.
Peki 6500 aile kendini yönetecek temsilcileri nasıl yetiştirebilir? Bu mümkün mü? Mümkünse nasıl yapılır, bunları anlatmak istiyorum.
BUNU ANLATIRKEN 3 TEMEL BAŞLIKTA İNCELEYECEĞİZ.
1-) SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN GEÇMİŞTE VE GÜNÜMÜZDE YAPTIĞI HATALAR
2-) GENÇ ZEKİ VE GİRİŞİMCİ ÖĞRENCİLERİN KEŞFEDİLMESİ
3-) KEŞFEDİLEN BU OPTİSYEN ADAYLARININ YA DA OPTİSYENLERİN YETİŞTİRİLMESİ.
Şimdi sizlere 1. Konu başlığımız olan ST. Örgütlerinin geçmişte ve günümüzde yaptığı hatalardan bahsetmek istiyorum.
1-) SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN GEÇMİŞTE VE GÜNÜMÜZDE YAPTIĞI HATALAR
Yalnız altını çizerek belirtmek istiyorum ki şu an burada bu 1. madde de anlatacağım SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN günümüz de ki mesleki dernekler ve sivil toplum örgütleriyle alakası yoktur.
Lakin sizlerde birer dinleyicisiniz. Dileğiniz gibi düşünebilir yorumlayabilirsiniz. Özgürsünüz.
Burada anlatmak istediğim asıl amacım, bu hatalardan pay çıkararak tekrar yeni yetiştirilen kuşaklar tarafından aynı hataların yapılmasını engellemektir.
Birçok sivil toplum örgütü ve yöneticilerinin yaptığı ortak hatalar şunlardır.
ST Örgütünü yöneten kimseler kendi şahsi düşüncelerini sanki üyelerin genel düşüncesiymiş gibi dışarıya empoze etmesi. Yani ST örgütünün başkanı ya da yönetim kurulu üyelerinin kendi fikirler doğrultusunda, üyelerin fikirleri alınmaksızın kendi düşünceleri ile mesleğe ya da topluluğa yön verilmesi.
Sivil toplum örgütü liderinin ya da yön.kurulu üyelerinin, ticarete soyunmaları, kendi üyelerine bir şeyler satma derdine düşmeleri. Burada asıl amaçtan uzaklaşan svt örgütü yöneticileri ticaretten zaman bulamadıkları için asli görevlerini de yapamaz hale gelmektedir.
ST. Örgütü yöneticilerinin mesleklerine özel firmalar, gruplar ile lâkayıt davranışlar içerisinde bulunmaları ve reklam anlaşmaları yapmaları ve kendi ticaretlerine ortak etmeleri.
Burada ki asıl sorun daha sonra bir üye bu firmalardan birinden şikayetçi olunca ST. Örgütü yöneticileri firmalara tepki koyamamakta ve üyenin hakkını savunamamaktadır. Neden çünkü ya alenen ticari bağ oluşturmuşlardır ya da reklam almışlardır. Kimse ticari bağı olan ya da reklam aldığı firmaya tepki koyamaz!
4. STÖ Üyelerinin olumlu eleştirilerine fikirlerine projelerine değer vermezse üyelerinden gelen talepleri yerine getiremezse üstelik olumlu eleştiriler yapan üyelerini atar ihraç eder konuşma hakkını alırsa böyle ST. Örgütlerinin başarılı olması mümkün değildir.
5. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ farklı amaçları olan başka toplulukların güdümüne girmesi. Yani ST. Örgütü gerçek amaçlarından uzaklaşması başka amacı olan grupların, şirketlerin, zincirlerin hizmeti altına girmesi.
Şimdi bu kadar şeyi neden anlattım ?
EĞER YETİŞTİRELECEK OLAN YENİ NESİLLERİ BU HATALARDAN UZAK TUTMAYI BAŞARIRSAK VE BU HATALARI YAPMASINI ENGELLERSEK, GELECEKTE ÇOK DAHA BAŞARILI TEMSİLCİLERİMİZ VE YÖNETİCİLERİMİZ OLABİLİR.
2-) GENÇ ZEKİ VE GİRİŞİMCİ ÖĞRENCİLERİN KEŞFEDİLMESİ
Bu nasıl olacak? İlk başlarda ütopya gibi görünse de aslında son derece basit ve kolaydır.
Belli aralıklarla optisyenlik bölümü olan üniversitelerimizi ziyaret ediyoruz. Burada asıl amaçlarımızdan bir tanesi okuyan öğrencilerin sektör hakkında ki düşüncelerini, fikirlerini, projeleri onların dilinden dinlemek.
Öncelikle parantez içerisinde şunu söylemek istiyorum. Üniversitelere herhangi bir firmanın ya da dernek çatısı altında gitmediğimizden dolayı öğrencileri iyi ve objektif gözlemledik. Ziyaretlerimizde şunu gördük. Her üniversitede en az 3-4 tane parlak girişimci ve fikir üretmeye yatkın öğrenciler var.
Bu öğrencilerle tek tek tanıştık. Fikirlerini düşüncelerini öğrendik. Gerçekten her üniversitede karşımıza girişimci ruhlu öğrenciler çıktı.
Farklı meslekleri olan ama optisyenlik okuyan sanayide çalışmış öğrenciler var.
Farklı lisans ve eğitimler almış işletme ve iktisat mezunları ve farklı mühendislik eğitimleri almış lisans mezunu öğrenciler var.
Yani orada sadece optisyenlik okumuyorlar. Daha önce ki eğitimleri ve mesleklerini optisyenliğe adeta entegre etmiş öğrenciler var. Üstelik düşünce yapıları ve fikirleri bizleri çok şaşırttı.
Mesela bir üniversite de yerli üretim konusunun önemine vurgularken bir öğrenci: Bu ülkede yıllık toplam kaç adet çerçeve satılır diye sordu.
Aynı öğrenci kendince şöyle bir hesap yaptı.
80 Milyon ülkede %20 gözlük kullanım oranı varsa ortalama 15 milyon kullanıcımız var. SGK 3 yılda bir gözlük verdiğini ve bunların 3 yıl aralıklarla gözlük çerçevesini aldıklarını düşünürsek yılda 5 milyon çerçeve yapar. Bu çerçeveler ortalama X TL olsa şu kadar ciro yapar.
Öğrencinin baktığı pencereyi düşünebiliyor musunuz?
Öğrenci olmasına rağmen farklı pencerelerden optik sektörünü bu şekilde gözlemleyen 50 tane okulumuzda en az şu an bile 100-150 arası öğrencimiz mevcut.
Üniversitelerde ki hocalarımızla kordineli çalışarak bu girişimci ruhlu zeki öğrencileri tespit etmek oldukça kolay.
3-) KEŞFEDİLEN BU OPTİSYEN ADAYLARININ YA DA OPTİSYENLERİN YETİŞTİRİLMESİ.
Peki bu adaylar nasıl yetiştirilir?
Bir siyasi parti gençlik kolları adı altında nasıl eğitim veriyorsa, bir üniversite uzman hekimi nasıl eğitiyorsa bir ülke diplomatlarını nasıl yetiştiriyorsa bizlerinde aslında temsilci yetiştirmesi oldukça kolay. Üstelik bunun için sermayeye de gerek yok!
Bizlerde özellikle yeni dönemde ODA BİRLİK sürecinde adı AKADEMİ olur EĞİTİM olur bir çatı kurarak bu genç ve girişimci kişileri burada toplayabiliriz.
SANAL EĞİTİMLER:
2 Yıl boyunca zaten okulunda eğitim alan öğrenci tamamen sanal bir platformda meslek örgütlerinin çalışmalarına şahit edilebilinir.
Bunlara düzenli aralıklarla gündem konuları, yasal çerçevelerimiz, neler nasıl yapılır, resmi yazı ve resmi görüşmeler nasıl yürütülür gibi birçok eğitimi verebiliriz.
REEL:
Öğrenci iken ya da mezun olduktan sonra bu kişiler bulundukları il/ilçe de ki meslek örgütlerinin şubeleri aracılığı ile reel çalışmalara katılmaları sağlanabilinir.
Peryodik aralıklarla bulundukları illerde toplantılar seminerler gibi faaliyetlerle bu yeni nesile taze mesleki örgütün bilgileri aktarılabilinir.
Sonuç itibariyle bu fikir bir kıvılcımdır. Geleceğimiz için gelecekteki meslektaşlarımızı doğru ve ilkeli yetiştirmeliyiz.
Saygılarımla
Optisyen İsmail UYAR
